1 Ekim 2010 Cuma

Ege, gitmeeee...

Egem kreşe başlayalı bir ay bile olmadı. Benim iş yaşamına geri dönmemle aynı güne rastlayan kreş hayatı tabii ki farklı bir düzeni de beraberinde getirdi;

Özellikle ilk başlarda Ege'yi kreşe bırakıyor olmak hem eşim hem de benim için tam bir duygusal çöküştü. Hele ben... Zaten işe başlamış olmamla onun düzenini değiştirmek zorunda kaldığım için kendimi birinci derecede sorumlu görürken (tipik çalışan anne ruh hali) bir de onu bırakıyor olduğumuz için önce gözlerinin dolmasını, sonra dudaklarının büzülmesini ve ardından gelen feryadı dinlemek, öğretmenlerinin onu uzaklaştırması vs. vs. bunları yaşamak çok içime dokunurkeeeeen...

Bugün Ege'yi kreşe bıraktığımda öğretmeniyle bişiyler konuşmak için bir iki dakika oyalandım. Konuşma bittiğinde Ege, elinde kendi kadar oyuncağını sürüye sürüye okula giriyordu. Ağlama yok, sarılma yok, birine ihtiyaç yok... Şimdi aslında buna sevinmem gerekli di mi?? Yani okuluna alışmış olması, onun oraya rahatlıkla giriyor olması, kendi başını beceriyor olması...

Ama beni bırakıp gitti işte... Bu kadar...

4 yorum:

  1. sevgili zeynep bloğuma hoş geldin tanıştığımıza sevindim bende iadei ziyarete geldim
    maaşallah çok şeker bir oğlun var çok zor bir durum anlayabiliyorum bende ilk bıraktığımda aynı duyguları hissetmiştim ama merak etme üstesinden gelirler sevgiler....

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ederim sevgili gönül. sen de hoşgeldin... biz ana-oğul bu yeni duruma alışmaya çalışıyoruz işte :)

    YanıtlaSil
  3. siz anne oğul bu duruma alıştınız her şey zamanla yoluna girdi yeterki sağlık olsun hepinizi öptüm.

    YanıtlaSil
  4. canım halam, dediğiniz doğru... öpüyorum sizi :)

    YanıtlaSil