7 Temmuz 2011 Perşembe

burgaz ada'ya gidilmeli, o kadar...

Geçen hafta sonu gittik Burgaz Ada'ya. Önce Kabataş, oradan vapur... Ve bi cennete geldik. Mis gibi deniz, mis gibi yosun kokuyor. İlk iş, hazır Ege bey vapurdan inmek üzereyken uyuyakalınca yürüyüş yapmak oldu. 

Akılsız başın cezasını ayaklar çekermiş ya bizim akıllı ayakların keyfini hem gözümüz hem de midemiz sürdü. Çünkü Kalpazankaya'ya kadar geldik yürüyerek. Söyledik karides güvecimizi, kalamarımızı, kiraz biberine doldurulmuş lor peynirleri ayrıca şahaneydi. Manzaraya denecek laf yok elbette... E oğlum da uyuyo mışıl mışıl. Keyif yapmamak mümkün diil :)  

Sonrasında çarşısını gezdik, tabii ki dondurma yedik, ortalık yere çocuk parkı yapmışlar. Tüm salıncakları, kaydırakları denemesi lazım geldi Ege'nin. Bu görevi de yerine getirinceeee dönüş vakti geldi. 

Sakinliği sevenler gitsin Burgaz Ada'ya. Gidilmeli diyorum, o kadar... 
İsteyen Burgaz Ada fotoğraflarımıza zeynep'in albümünden ulaşabilir.

Bitti.

2 yorum: